Kategoriler
J Şarkı Sözleri Çevirileri

Justin Bieber – Purpose İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Feeling like I’m breathing my last breath
– Son nefesimi alıyormuşum gibi hissediyorum
Feeling like I’m walking my last steps
– Son adımlarımı atıyormuşum gibi hissediyorum
Look at all of these tears I’ve wept
– Döktüğüm bütün bu gözyaşlarına bak
Look at all the promises that I’ve kept
– Sakladığım bütün bu sözlere bak

I put my heart into your hands
– Kalbimi ellerinin içine koydum
Here’s my soul to keep
– İşte saklaman için ruhum
I let you in with all that I can
– Yapabileceğim herşey için sana izin veriyorum
You’re not hard to reach
– Ulaşılması zor biri değilsin
And you bless me with the best gift
– Ve en iyi hediyem için bana şükrediyorsun
That I’ve ever known
– Şimdiye kadar tanıdığım
You give me purpose
– Sen bana amaç veriyorsun
Yeah, you’ve given me purpose
– Evet, sen bana amaç verdin


Thinking my journey’s come to an end
– Yolculuğumun bitmesiyle ilgili düşünüyorum
Sending out a farewell to my friends, forever peace
– Arkadaşlarıma bir hoşcakal diyorum, sonsuza kadar barış
Ask you to forgive me for my sins, oh would you please?
– Bütün kusurlarım için beni bağışlamanızı istiyorum, bağışlayabilir misiniz? lütfen.
I’m more than grateful for the time we spent, my spirit’s at ease
– Geçirdiğimiz zamandan dolayı daha çok minnettarım, için huzurlu

I put my heart into your hands
– Kalbimi ellerinin içine koydum
Here’s my soul to keep
– İşte saklaman için ruhum
I let you in with all that I can
– Yapabileceğim herşey için sana izin veriyorum
You’re not hard to reach
– Ulaşılması zor biri değilsin
And you bless me with the best gift
– Ve en iyi hediyem için bana şükrediyorsun
That I’ve ever known
– Şimdiye kadar tanıdığım
You give me purpose
– Sen bana amaç veriyorsun
Yeah, you’ve given me purpose
– Evet, sen bana amaç verdin

Oh, you are my everything…
– Sen benim herşeyimsin
Oh, you are my everything…
– Sen benim herşeyimsin

I don’t know if this is wrong
– Bunun yanlış olup olmadığını bilmiyorum
Because someone else is telling me that it’s wrong
– Çünkü bir başkası bana bunun yanlış olduğunu söylüyor
But I feel this so let me just like, 
– Ama sadece hoşlandığımı hissettim
Try my best not to let this happen again
– Bir daha bunun olmasına izin vermemek için elimden geleni yaparım
We weren’t necessarily put in the best position to make the best decisions.
– Biz muhakkak en iyi kararları vermek için en iyi konumda değiliz

You can’t be hard on yourself
– Kendine haksızlık edemezsin
For these were the cards that you were given so you have to understand that these, like…
– Çünkü bunlar size verilen kartlardı, bu yüzden bunları anlamalısınız, mesela …
That’s not who you are
– Bu sen değilsin
You’re trying to be the best you can be but that’s all you can do
– En iyisini yapabilen olmaya çalışıyorsun ama bütün yapabildiğin bu
If you don’t give it all you got, you’re only cheating yourself
– Her şeyini vermezsen, sadece kendi kendine konuşursun
Give it all you got
– Her şeyini ver
But if it ends up happening, it ends up happening.
– Ama bitiyorsa, bitiyordur.

That’s what it’s….that’s what’s happening with me
– Nedeni bu… benimle olup bitenler
It’s like God I’m giving it all I got, sometimes
– Bazen tanrı gibi her şeyimi veriyorum
I’m weak and I’m gonna do it, and it’s like I’m not giving myself grace
– Zayıfım ve bunu yapacağım, ve kendime nezaket göstermeyeceğim gibime geliyor