Kategoriler
A Şarkı Sözleri Çevirileri

Arctic Monkeys – Do I Wanna Know? İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Have you got colour in your cheeks?
– Yanaklarında renk var mı?
Do you ever get that fear that you can’t shift the type
– Tip değiştiremeyeceğin korkusuna kapıldın mı hiç?
That sticks around like summat in your teeth?
– Dişlerindeki sumat gibi mi yapışıyor?
Are there some aces up your sleeve?
– Kolunda as var mı?
Have you no idea that you’re in deep?
– Derinlerde olduğunun farkında değil misin?
I’ve dreamt about you nearly every night this week
– Bu hafta neredeyse her gece rüyamda seni gördüm.
How many secrets can you keep?
– Kaç sır saklayabilirsin?
‘Cause there’s this tune I found
– Çünkü bulduğum bir melodi var.
That makes me think of you somehow an’ I play it on repeat
– Bu beni bir şekilde seni düşündürüyor ve tekrar tekrar oynuyorum
Until I fall asleep, spillin’ drinks on my settee
– Uyuyana kadar kanepeme içki dökeceğim.

(Do I wanna know?) If this feelin’ flows both ways?
– (Bilmek ister miyim?) Bu his her iki yönde de akarsa?
(Sad to see you go) Was sorta hopin’ that you’d stay
– (Gittiğini görmek üzücü) Kalacağını umuyordum
(Baby, we both know) That the nights were mainly made
– (Bebeğim, ikimiz de biliyoruz) Gecelerin çoğunlukla yapıldığını
For sayin’ things that you can’t say tomorrow day
– Yarın gün söyleyemeyeceğin şeyleri söylediğin için

Crawlin’ back to you
– Sana geri dönüyorum
Ever thought of callin’ when
– Ne zaman arayacağımı hiç düşündün mü?
You’ve had a few?
– Bir kaç aldın?
‘Cause I always do
– ‘Hep ben neden
Maybe I’m too
– Belki de ben
Busy bein’ yours
– Meşgul olmak senin
To fall for somebody new
– Yeni birine aşık olmak
Now, I’ve thought it through
– Şimdi, iyice düşündüm.
Crawlin’ back to you
– Sana geri dönüyorum

So have you got the guts?
– Bu kadar cesaretin var mı?
Been wonderin’ if your heart’s still open
– Kalbin hala açık mı diye merak ediyordum.
And if so, I wanna know what time it shuts
– Ve eğer öyleyse, saatin kaçta kapanacağını bilmek istiyorum.
Simmer down an’ pucker up, I’m sorry to interrupt
– Kısık ateşte pişirin, böldüğüm için özür dilerim.
It’s just I’m constantly on the cusp of tryin’ to kiss you
– Sadece sürekli seni öpmeye çalışmanın eşiğindeyim.
I don’t know if you feel the same as I do
– Eğer aynı hissediyorum bilmiyorum
But we could be together if you wanted to
– Ama istersen birlikte olabiliriz.

(Do I wanna know?) If this feelin’ flows both ways?
– (Bilmek ister miyim?) Bu his her iki yönde de akarsa?
(Sad to see you go) Was sorta hopin’ that you’d stay
– (Gittiğini görmek üzücü) Kalacağını umuyordum
(Baby, we both know) That the nights were mainly made
– (Bebeğim, ikimiz de biliyoruz) Gecelerin çoğunlukla yapıldığını
For sayin’ things that you can’t say tomorrow day
– Yarın gün söyleyemeyeceğin şeyleri söylediğin için

Crawlin’ back to you (Crawlin’ back to you)
– Sürünerek sana dönüyorum (Sürünerek sana dönüyorum)
Ever thought of callin’ when
– Ne zaman arayacağımı hiç düşündün mü?
You’ve had a few? (Had a few)
– Bir kaç aldın? Bir kaç (vardı)
‘Cause I always do (‘Cause I always do)
– Çünkü her zaman yaparım (Çünkü her zaman yaparım)
Maybe I’m too (Maybe I’m too busy)
– Belki ben de (Belki çok meşgulüm)
Busy bein’ yours (Bein’ yours)
– Senin olmakla meşgulüm (Senin olmakla)
To fall for somebody new
– Yeni birine aşık olmak
Now, I’ve thought it through
– Şimdi, iyice düşündüm.
Crawlin’ back to you
– Sana geri dönüyorum

(Do I wanna know?) If this feelin’ flows both ways?
– (Bilmek ister miyim?) Bu his her iki yönde de akarsa?
(Sad to see you go) Was sorta hopin’ that you’d stay
– (Gittiğini görmek üzücü) Kalacağını umuyordum
(Baby, we both know) That the nights were mainly made
– (Bebeğim, ikimiz de biliyoruz) Gecelerin çoğunlukla yapıldığını
For sayin’ things that you can’t say tomorrow day
– Yarın gün söyleyemeyeceğin şeyleri söylediğin için
(Do I wanna know?) Too busy bein’ yours to fall
– (Bilmek ister miyim?# Düşemeyecek kadar meşgulsün seninki #
(Sad to see you go) Ever thought of callin’, darlin’?
– Hiç içimden sevgilim aklıma (üzgün görmeye gidiyorsunuz?
(Do I wanna know?) Do you want me crawlin’ back to you?
– (Bilmek ister miyim? Sana geri dönmemi ister misin?