Kategoriler
P Şarkı Sözleri Çevirileri

Pineapple StormTV – Poesia Acústica 13 Portekizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Oh, fé
– Oh, inanç
Cabelin’ na voz
– Sese bağlan
Salve Malak
– Merhem Malak
Poesia, passa nada e nem pode
– Şiir, hiçbir şey geçmez ve geçemez

Igual ela não tem, 0-1, primeira dama
– Onda olmayan aynı, 0-1, first lady
Tá comigo e mantém independente da minha fama
– Benimle ve şöhretimden bağımsız kalıyor.
Fui parado na blitz, ela entocou minhas grama’
– Saldırıda durduruldum, çimlerimi tıkadı’
Minha bandida de elite, nós dois de fuga nos cana’
– Elit Haydutum, ikimiz bastondan kaçarız.
Deus me livre rodar de novo, de novo
– Tanrı korusun, tekrar dön
Nós dois já passou mó sufoco, sufoco
– İkimiz de grindstone’u geçtik boğulma, boğulma
Saímos do fundo do poço e o jogo virou
– Dibe vurduk ve oyun döndü
Joguei seu nome no meu ouro em prova de amor
– Aşkın kanıtı olarak altınıma senin adını attım.
E agora eu vou, eu vou fazer seu tempo valer a pena
– Ve şimdi, zamanını buna değdireceğim.
O tempo que você perdeu vivendo aquela cena
– O sahneyi yaşamak için harcadığın zaman
Abri um salão pra você dentro da minha favela
– Favela’mın içinde senin için bir salon açtım.
Tudo que é meu tu pode ver, tá na responsa dela
– Görebildiğin her şey onun sorumluluğunda.
E todo mundo tá ligado que ela é minha de fé
– Ve herkes onun benim inancım olduğuna bağlı.
Ai de quem cometer o pecado, cobiçar minha mulher
– Yazıklar olsun günah işleyenlere, karıma göz dikenlere
Só ela caminhou comigo quando eu ‘tava a pé
– Sadece ben ayaktayken benimle yürüdü.
Só ela sobe na garupa da XRE, e-eu dou tudo que ela quer
– Sadece XRE’NİN kıçına tırmanıyor ve ona istediği her şeyi veriyorum.
Parece até uma modelo
– Bir modele benziyor.
Mandei colocar 500 ml no seu peito, a preta do lado do preto
– Göğsüne 500 ml koydurdum, siyah olanın yanına siyah olanı.
Que ficava comigo no beco, hoje nós tá contando dinheiro
– Kim benimle sokakta kaldı, bugün para sayıyoruz
De marola no Rio de Janeiro, o real casal do gueto
– Rio de Janeiro’daki De marola, gettonun kraliyet çifti
Deus me livre rodar de novo, de novo
– Tanrı korusun, tekrar dön
Nós dois já passou mó sufoco, sufoco
– İkimiz de grindstone’u geçtik boğulma, boğulma
Saímos do fundo do poço e o jogo virou
– Dibe vurduk ve oyun döndü
Joguei seu nome no meu ouro em prova de amor (Oruam na voz)
– Aşk kanıtı olarak altınıma senin adını attım (sesli Oruam)

Você é tão linda, no baile eu te vi passar
– Çok güzelsin, baloda pas attığını gördüm.
Parando tudo com essa marra no olhar
– Bu marra’nın gözüyle her şeyi durdurmak
Diz que cansou dos playboy com marra de brabo
– Marra de brabo’yla olan playboy’dan sıkıldığını söylüyor.
Se eu te beijar, hoje eu dou dois tiro’ pro alto
– Eğer seni öpersem, bugün iki atış yapacağım.
Pra comemorar, só fingir que é fogos
– Kutlamak için havai fişekmiş gibi yap.
Amor é amor, negócios, negócios
– Aşk Aşktır, İştir, İştir
Disse pras amigas que quer ser feliz
– Arkadaşlarına mutlu olmak istediğini söyledi.
Levei de rolezin’ de PCX lá no CPX
– Rolezin’i pcx’ten cpx’e götürdüm.
Só fumando a forte, ahn-ahn
– Sadece çok sigara içiyorum, ahn-ahn
Olha esse decote, ahn-ahn
– Şu yaka çizgisine bak, ahn-ahn
Só quer dar pros cria’ (Só quer dar pros cria’)
– Sadece artıları yaratmak istiyorum ‘(sadece artıları yaratmak istiyorum’)
Que faz poesia, que faz poesia
– Kim şiir yapar, kim şiir yapar
Pode escolher seu presente
– Hediyenizi seçebilirsiniz
Pra compensar esse meu tempo ausente
– Uzak zamanımı telafi etmek için
Gasta na Gucci, na Farm e na Fendi
– Gucci, Farm ve Fendi’de geçirin
Hoje você pode comprar tudo o que você quiser, que você quiser
– Bugün istediğiniz her şeyi satın alabilirsiniz, istediğiniz

Ó, vou falar devagar pra ver se tu me entende
– Beni anlayıp anlamadığını görmek için yavaşça konuşacağım.
Aqui nós brinca e se diverte, essa vida é um sopro
– Burada oynuyoruz ve eğleniyoruz, bu hayat bir nefes
Acho que é muito tempo nós se ter pra sempre
– Sanırım sonsuza dek birbirimize sahip olmamız uzun zaman oldu.
Mas se quiser, brota mais tarde, vale a pena ver de novo
– Ama daha sonra filizlenmesini istiyorsan, tekrar görmeye değer
Ela joga o cabelo, olha pra mim, manda passin’, ela é cria de morro
– Saçını fırlatıyor, bana bak, passin’i gönder, o bir tepe yavrusu
Eu tô com teu cheiro em mim; ela por cima, socorro
– Üzerimde senin kokun var; o yukarıda, yardım et
Cara de quem não vale, pena que eu tenho muito
– Buna değmeyen bir adam, buna değer çok şeyim var
Abusada, disse que hoje quer show gratuito
– Tacize uğradı, bugün ücretsiz gösteri istediğini söyledi
Ouvindo “A Cara do Crime” (Crime), cabelo na régua (Na régua)
– “Suçun Yüzü” nü dinlemek (Suç), cetvelin üzerindeki saç (cetvelde)
Camisa de time (Oh-oh), claro que ela perde (Oh)
– Zaman gömleği (Oh-oh), elbette kaybeder (Oh)
Vida de filme, nós tem e não nega
– Film Hayatımız var ve inkar etmiyoruz
Me maceta firme, é o que ela pede
– Beni sıkı tut, istediği bu.
Sem medo de nada, mira e dispara, tipo, ela não se controla
– Hiçbir şeyden korkmadan nişan al ve ateş et, kendini kontrol edemiyor gibi
Falou da minha marra, ela se amarra (Ó), tô te esperando lá fora (Aham)
– Marra’mdan bahsettim, o bağlar (Oh), seni dışarıda bekliyorum (Aham)
Gosta do perigo, eu me identifico e tô ligado onde tu mora
– Tehlike gibi, ben de senin yaşadığın yerle bağlantılıyım.
Coração do homem é tipo Nike, se não tá no peito, tá na sola
– Adamın kalbi Nike gibidir, eğer göğsünde değilse, tabanındadır.
Ela de Saint Laurent, desfile Paris, semana de moda
– Ela de Saint Laurent, Paris Defilesi, Moda Haftası
Agora eu tenho várias fã, recalcado, isso te incomoda (Aham)
– Şimdi birkaç hayranım var, bastırılmış, seni rahatsız ediyor (Aham)
Corte talibã alinhado e meu bolso lotado
– Taliban hizalı kesildi ve cebim kalabalıktı
Um beijo pra todos que não acreditaram
– İnanmayan herkese bir öpücük

(Chefin) Mas eu juro, tô tentando me afastar
– Ama yemin ederim, çekip gitmeye çalışıyorum.
Tô vendo que nisso eu vou me machucar
– Bunun içinde kendime zarar vereceğimi görüyorum.
Nem o dinheiro, eu juro, pode nos comprar
– Yemin ederim para bile bizi satın alamaz.
A felicidade que eu quero conquistar
– Fethetmek istediğim mutluluk
Me privando de tudo, se escondendo do mundo
– Kendimi her şeyden mahrum etmek, dünyadan saklanmak
Me fazendo de surdo, você só quis me usar
– Beni sağır oynamak, sadece beni kullanmak istedin
E agora eu compro tudo, coração vagabundo
– Ve şimdi her şeyi satın alıyorum, Serseri kalp
Mirei no meu futuro, eu não vou mais parar
– Geleceğime nişan aldım, artık durmayacağım.
Fala de novo na minha cara, pode parar com essas graça’
– Yüzümle tekrar konuş, Bu şakaları keser misin?
Conheci tão novo e de raça e agora tu lembra das volta’
– Çok genç ve cinsle tanıştım ve şimdi arkanı hatırlıyorsun.
Olha essas casa’ lotada’, mostra sua marra, safada
– Bu ‘Kalabalık’ Eve bak, orospunu göster, yaramaz
Geme meu vulgo e não para: “Chefin, tu fode bem”
– Vulgomu inliyor ve durmuyor: “Chefin, iyi sikişiyorsun”
E é de longe que ela vem
– Ve o uzaktan geliyor
Doida pra parar meu trem
– Trenimi durdurmak için deli
E essa mina sabe bem
– Ve bu madenin tadı güzel
Minha mente vai além, isso me faz refém
– Aklım öteye gidiyor, beni rehin alıyor

Mas que ironia, pleno século da putaria
– Ama ne ironi, tam bir asırlık kaltak
Bandida vividona caindo no amor de pica
– Vividona thug horoz aşık
Pra eu brotar, tu me liga, pergunta até pra minha amiga
– Filizlenmem için beni ara, arkadaşıma bile sor
Nosso lance é diferente, sente o frio na barriga
– Atışımız farklı, karnındaki soğuğu hisset
E quem diria? Quebrando no meio a bandida
– Ve kim biliyordu? Ortadaki Haydutu kırmak
Jurou que não ia apegar e agora eu sou sua favorita
– Yetişemeyeceğine yemin ettin ve şimdi en sevdiğin benim.
Me chama até de vida, me vê e o tesão grita
– Beni hayata çağırıyor, beni ve azgın çığlıkları görüyor
Vou até gemer mais baixo pra não acordar as vizinhas
– Komşuları uyandırmamak için daha da alçaktan inleyeceğim.
E eu focadona-dona, treinadona indo de fuga na contramão
– Ve ben focadona sahibiyim, karşı koşuya çıkmak için eğitildim
Seu cheiro me doma, toma, 212 quebra, já disse, amor, zero pressão
– Kokun beni evcilleştiriyor, alıyor, 212 mola veriyor, zaten dedi ki, Aşk, sıfır basınç
A mulher do ano te avista de longe, se você quiser, vira meu maridão
– Yılın kadını seni uzaktan görüyor, istersen kocam olabilirsin.
Não vou vacilar, não é do meu instinto, te magoar nunca vai ser minha intenção
– Korkmayacağım, bu benim içgüdüm değil, seni incitmek asla niyetim olmayacak
“Planos” do BK’, beck pra torrar
– BK beck’in kadeh kaldırmasını ‘planlıyor’
Prometi o mundo, isso é tudo que eu quero dar
– Dünyaya söz verdim, vermek istediğim tek şey bu.
Vou te confessar, é tão bom se entregar
– İtiraf edeceğim, teslim olmak çok güzel.
Se parar, complica, então deixa como tá
– Eğer durursa, karmaşıklaşır, o zaman olduğu gibi bırakın
Ah, ah
– Ah, ah
Se parar, complica, então deixa como tá
– Eğer durursa, karmaşıklaşır, o zaman olduğu gibi bırakın
Ah, ah
– Ah, ah
Se parar, complica, então deixa
– Eğer durursa, karmaşıklaşırsa, o zaman ayrılır

Como você tá mudada
– Nasıl değiştin?
Joga na cara, liga pra nada
– Suratına oyna, ne istersen ara
Deixo forte a rainha da quebrada
– Kırıkların Kraliçesini güçlü bırakıyorum.
Em mim ela é viciada, eu me amarro na tua sentada
– O bana bağımlı, kendimi senin koltuğuna bağlıyorum.
Rico bem novin’, romântico à moda antiga
– Rico iyi novin’, eski moda romantik
É foda ser de alguém que leva a vida como eu levo a vida
– Ben hayat sürerken hayat süren biri olmak berbat bir şey
Sempre que quiser voltar, coração todo seu, bandida
– Ne zaman geri dönmek istersen, tüm kalbinle, Haydut
‘Cê me entende lá, é sempre bem-vinda e ainda
– ‘Beni orada anlıyorsun, her zaman açığız ve hala
Te observar dormindo, meu sorriso mais lindo
– Seni uyurken izlemek, en güzel gülüşüm
Tem você de motivo, Deus se importa comigo
– Bir sebebin var, Tanrı beni önemsiyor.
Amo se ‘cê vem vindo, quando ‘cê tá saindo
– Aşk eğer ‘cê geliyorsa,’ cê gidiyorsa
É a parte que dói, levo esse amor contigo
– Acıtan kısım bu, bu sevgiyi seninle alıyorum.
Pra Realengo, amor, levo o Xamã contigo
– Gerçekten aşkım, Şamanı da yanında götürüyorum.
Cerveja no isopor, churrasco de domingo
– Straforda bira, Pazar barbeküsü
Mas Bangu tá mó calor, BH, sempre bem-vindo
– Ama Bangu’nun değirmen taşı ısısı, BH, her zaman açığız
Paulin’ que me convocou, fechou, trabalho lindo
– Beni çağıran Paulin ‘, kapalı, güzel iş

Eu só quero saber por que que você tá brigando
– Sadece neden kavga ettiğini bilmek istiyorum.
Chamando atenção dos cria’ que passou dali me olhando, amor
– Oradan geçen çocukların dikkatine sesleniyorum, bana bakıyorlar, aşkım.
Eu sou mulher pra caralho, isso eu não aceito
– Ben lanet bir kadınım, bunu kabul etmiyorum.
Fala baixo comigo pra não perder o respeito
– Saygımı kaybetmemek için benimle konuş.
Tu quer mídia, tu quer palco, atriz de novela
– Medya istiyorsun, sahne istiyorsun, pembe dizi oyuncusu
Isso memo, joia feita, braba da favela
– Bu not, takı yapımı, braba da favela
Então vou sair com as tuas amiga’ e com as amiga dela
– Bu yüzden arkadaşlarınla ve onun arkadaşlarıyla dışarı çıkıyorum.
Seus amigo’ eu já peguei, suas amiga’ me pega
– Arkadaşın ‘Zaten aldım, arkadaşın’ beni yakalıyor
Ah, eu te amo, sua maluca, eu te aturo quando tu surta
– Seni seviyorum, seni deli, çıldırdığında sana katlanıyorum.
É, tô contigo no sol e na chuva, eu te pego na curva
– Evet, güneşte ve yağmurda seninleyim, seni virajda yakalarım
Para de gritar na rua, é, que tá vindo a viatura
– Sokakta bağırmayı kes, evet, araba geliyor.
Ela me arranha, me xinga, me chupa
– Beni kaşıyor, lanetliyor, emiyor
Eu te amo, sua filha da-
– Seni seviyorum, kızın.-
Ela diz: “Leva o Xamã contigo, leva o Xamã contigo”
– Diyor ki, ” Şamanı da yanına al, Şamanı da yanına al.”
Ela prefere o malvadão que é dublê de marido
– Kocasının dublör dublörü olan kötü adamı tercih ediyor
Era melô do camelô do Méier até Olimpo
– Camelô do Méier’den Olympus’a melô’ydu.
Na van que eu era cobrador, linha 875
– Minibüste koleksiyoncuydum, hat 875
Me tirou pra nada, me deu dois tapão no peito
– Beni boş yere aldı, göğsüme iki fiş taktı.
Ligou pra cunhada, disse que eu não tenho mais jeito
– Yengemi aradım, başka yolum olmadığını söyledi.
Se fosse o BBB, levava um milhão e meio
– Eğer BBB olsaydı, bir buçuk milyon alırdı
Barraqueira, pagodeira do Rio de Janeiro
– Barraqueira, Rio de Janeiro şehrindeki en iyi konaklama seçeneği.
Desculpa se sou louco, tão louco
– Deliysem özür dilerim, çok deliyim.
Me deixa ser louco de amor
– Deli gibi aşık olmama izin ver
Eu sei que a vida é um sopro, sou todo seu
– Biliyorum hayat bir nefes, ben seninim
Somos como o espinho e a flor
– Diken ve çiçek gibiyiz
Alô, sou eu de novo e de novo
– Merhaba, tekrar tekrar benim.
Perdoa se eu sou tão sonhador
– Bu kadar hayalperestsem affet beni
No Pão de Açúcar, eu te namoro
– Sugar Loaf’ta seninle çıkıyorum.
E devolvo até o sol se pôr
– Ve güneş batana kadar geri dön

Seu amor tá comigo, ele tá bem guardado
– Aşkın benimle, iyi korunuyor.
Eu não te esqueço nunca porque é tão complicado
– Seni asla unutmam çünkü bu çok karmaşık.
Que eu sou poema e problema pra tua vida, sua metida
– Senin hayatın, senin pisliğin için şiir ve sorun olduğumu
Tu é santa ou minha malvada favorita?
– Aziz misin yoksa en sevdiğim şeytan mısın?
E devagarin’, -vagarin’
– Ve devagarin’, – vagarin’
Que uma boa menina também sabe fazer assim, devagarin’
– İyi bir kızın bunu nasıl yapacağını da bildiğini, devagarin’
A boa menina é ruim
– İyi kız kötü
Sabe que eu não deito pra ninguém, não
– Kimseye yalan söylemediğimi biliyorsun, hayır
Mas o coração tá fraco por você e eu
– Ama kalp senin ve benim için zayıf
Não queria dar moral pra um cara mala
– Kötü bir adama ahlak vermek istemedim.
Vale a pena ver de novo, agora rala
– Tekrar görmeye değer, şimdi rala
Bagunçou, foi embora
– Berbat, sol
Cachorrinho tá na cola
– Köpek tutkalın içinde
Se tá com saudade agora
– Eğer şimdi beni özlersen
Fica calmo que piora
– Daha da kötüye giden sakin ol.
Ditou se eu domino, romance do fino, fiz essa daqui só pensando na gente
– Hükmedersem, para cezasının romantizmini dikte ettim, bunu burada sadece bizi düşünerek yaptım
Não sei se é o destino, mas ainda lembro que o que a gente tinha era bem diferente
– Kader mi bilmiyorum ama yine de sahip olduklarımızın çok farklı olduğunu hatırlıyorum.
Amor, nem sei se eu sou melhor sozinha
– Bebeğim, yalnızken daha iyi miyim bilmiyorum.
Mentira, mentira minha, na tua que eu tô na minha
– Yalan, benim yalanım, senin içinde benim olduğum
Nem quero tua companhia, me beija no sol, piscina
– Eşlik etmeni bile istemiyorum, güneşte öp beni, havuzda
Mentira, mentira minha
– Yalan, benim yalanım
Mentira minha, yeah, ah-yeah
– Yalanım, evet, ah-evet