Kategoriler
Şarkı Sözleri Çevirileri T

Taylor Swift – Question…? İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

I remember
– Hatırlıyorum

Good girl, sad boy
– İyi kız, üzgün çocuk
Big city, wrong choices
– Büyük şehir, yanlış seçimler
We had one thing goin’ on
– Devam eden bir şeyimiz vardı.
I swear that it was somethin’
– Yemin ederim bir şeydi.
‘Cause I don’t remember who I was
– Çünkü kim olduğumu hatırlamıyorum.
Before you painted all my nights
– Bütün gecelerimi boyamadan önce
A color I’ve searched for since
– O zamandan beri aradığım bir renk
But one thing after another
– Ama birbiri ardına bir şey
Fuckin’ situations, circumstances
– Lanet olası durumlar, koşullar
Miscommunications and I
– İletişimsizlik ve ben
Have to say, by the way
– Söylemeliyim, bu arada
I just may like some explanations
– Sadece bazı açıklamaları beğenebilirim

Can I ask you a question?
– Sana bir soru sorabilir miyim?
Did you ever have someone kiss you in a crowded room
– Hiç kalabalık bir odada seni öpen biri oldu mu
And every single one of your friends was makin’ fun of you
– Ve arkadaşlarının her biri seninle dalga geçiyordu.
But fifteen seconds later, they were clappin’ too?
– Ama on beş saniye sonra onlar da alkışlıyorlardı?
Then what did you do?
– O zaman ne yaptın?
Did you leave her house in the middle of the night? Oh
– Gecenin bir yarısı onun evinden ayrıldın mı? Ey
Did you wish you’d put up more of a fight, oh
– Keşke daha çok kavga etseydin, oh
When she said it was too much?
– Çok fazla olduğunu söylediğinde mi?
Do you wish you could still touch her?
– Ona hala dokunabilmeyi diliyor musun?
It’s just a question
– Bu sadece bir soru

Half-moon eyes, bad surprise
– Yarım ay gözleri, kötü sürpriz
Did you realize out of time?
– Zamanın geçtiğini fark ettin mi?
She was on your mind with some dickhead guy
– Sik kafalı bir adamla aklındaydı.
That you saw that night
– O geceyi gördüğünü
But you were on somethin’
– Ama bir şey içindeydin.
It was one drink after another
– Birbiri ardına bir içkiydi
Fuckin’ politics and gender roles
– Lanet siyaset ve cinsiyet rolleri
And you’re not sure and I don’t know
– Ve sen emin değilsin ve ben bilmiyorum
Got swept away in the grey
– Gri içinde süpürüldü
I just may like to have a conversation
– Sadece konuşmak isteyebilirim.

Can I ask you a question?
– Sana bir soru sorabilir miyim?
Did you ever have someone kiss you in a crowded room
– Hiç kalabalık bir odada seni öpen biri oldu mu
And every single one of your friends was makin’ fun of you
– Ve arkadaşlarının her biri seninle dalga geçiyordu.
But fifteen seconds later, they were clappin’ too?
– Ama on beş saniye sonra onlar da alkışlıyorlardı?
Then what did you do?
– O zaman ne yaptın?
Did you leave her house in the middle of the night? Oh
– Gecenin bir yarısı onun evinden ayrıldın mı? Ey
Did you wish you’d put up more of a fight, oh
– Keşke daha çok kavga etseydin, oh
When she said it was too much?
– Çok fazla olduğunu söylediğinde mi?
Do you wish you could still touch her?
– Ona hala dokunabilmeyi diliyor musun?
It’s just a question
– Bu sadece bir soru

Does it feel like everything’s just like
– Her şey aynı gibi hissediyor mu
Second best after that meteor strike?
– Meteor saldırısından sonra en iyi ikinci mi?
And what’s that that I heard? That you’re still with her?
– Duyduğum şey neydi? Hala onunla olduğunu mu?
That’s nice, I’m sure that’s what’s suitable
– Bu güzel, eminim uygun olan budur
And right, but tonight
– Ve doğru, ama bu gece

Can I ask you a question? (Can I ask you a question?)
– Sana bir soru sorabilir miyim? (Sana bir soru sorabilir miyim?)
Did you ever have someone kiss you in a crowded room (In a crowded room)
– Hiç kalabalık bir odada (Kalabalık bir odada) seni öpen biri oldu mu?
And every single one of your friends was makin’ fun of you (Makin’ fun of you)
– Ve arkadaşlarının her biri seninle dalga geçiyordu (Seninle dalga geçiyordu)
But fifteen seconds later, they were clappin’ too?
– Ama on beş saniye sonra onlar da alkışlıyorlardı?
Then what did you do? (Do)
– O zaman ne yaptın? (Yapmak)
Did you leave her house in the middle of the night? Oh
– Gecenin bir yarısı onun evinden ayrıldın mı? Ey
Did you wish you’d put up more of a fight, oh (More of a fight)
– Keşke daha çok kavga etseydin, oh (Daha çok kavga)
When she said it was too much?
– Çok fazla olduğunu söylediğinde mi?
Do you wish you could still touch her?
– Ona hala dokunabilmeyi diliyor musun?
It’s just a question
– Bu sadece bir soru