Kategoriler
I Şarkı Sözleri Çevirileri T

TOMORROW X TOGETHER & iann dior – Valley of Lies İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Through the valley of lies
– Yalanlar vadisi boyunca
Through the valley of lies
– Yalanlar vadisi boyunca

I’m walking through the valley of lies
– Yalanlar vadisinde yürüyorum
I see a coffin, perfect fit for my size
– Bedenime uygun bir tabut görüyorum.
They won’t open, got silky stitch in my eye
– Açılmazlar, gözümde ipeksi bir dikiş var.
I’m hurting and I lost my heart in the sky
– Canım yanıyor ve kalbimi gökyüzünde kaybettim.

Taking trips down uncharted roads
– Keşfedilmemiş yollarda yolculuk yapmak
Them very lonely roads
– O çok yalnız yollar
Looking for a pot of gold
– Altın bir pot arıyorum
Your love was not enough
– Aşkın yetmedi
It don’t make no sense to me
– Bana hiç mantıklı gelmiyor
And now you’re begging, “Please”
– Ve şimdi yalvarıyorsun, “Lütfen”
Remember you was hurting me
– Beni incittiğini unutma.
Well, keep that energy
– O enerjiyi koru.

I’ve been waiting
– Bekliyordum
Knowing you won’t show up
– Gelmeyeceğini bilmek
Don’t make no sense
– Anlamsız
I’m not
– Ben değilim
(I’m not giving in)
– (Pes etmiyorum)

I’m walking through the valley of lies
– Yalanlar vadisinde yürüyorum
I see a coffin, perfect fit for my size
– Bedenime uygun bir tabut görüyorum.
They won’t open, got silky stitch in my eye
– Açılmazlar, gözümde ipeksi bir dikiş var.
I’m hurting and I lost my heart in the sky
– Canım yanıyor ve kalbimi gökyüzünde kaybettim.

On, and on, and on (And on)
– Açık, açık ve açık (Ve açık)
Keep fighting, Armageddon
– Savaşmaya devam et, Mahşer Günü
Now things are getting rough
– Artık bazı şeyler zor alıyorsanız
I never thought you’d be a lesson
– Ders olacağını hiç düşünmemiştim.
Go, you go, you go
– Git, git, git
How come I never see ya?
– Nasıl oldu da seni hiç görmedim?
I’m really getting close to giving up
– Gerçekten vazgeçmeye yaklaşıyorum.
I hate the feeling
– Bu histen nefret ediyorum

Yeah, through the valley of your lies
– Evet, yalanlarının vadisinden
The water keeps flowing down
– Su akmaya devam ediyor
You won’t believe it’s all from my eyes
– Her şeyin benim gözümden olduğuna inanamayacaksın.
Thought you were the one (One)
– Tek (Bir) olduğunu sanıyordum.
You tarnished our love (Love)
– Aşkımızı lekeledin (Aşk)
Yeah, with your liar’s tongue (Tongue)
– Evet, yalancının diliyle (Diliyle)
After all
– Hepsinden sonra
You knew that we would end up this way
– Sonumuzun bu şekilde olacağını biliyordun.
I never knew my love would turn gray
– Aşkımın griye döneceğini hiç bilmiyordum.
All our memories in my head
– Kafamdaki tüm anılarımız
It’s time to bury ’em away
– Onları gömmenin zamanı geldi.
Way deep inside the valley
– Vadinin derinliklerinde
It’s gonna be okay, hey
– Her şey yoluna girecek, hey

Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
– Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
– Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
– Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na
– Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na

I’m walking through the valley of lies
– Yalanlar vadisinde yürüyorum
(Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
– (Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
I see a coffin, perfect fit for my size
– Bedenime uygun bir tabut görüyorum.
(Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
– (Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
They won’t open, got silky stitch in my eye
– Açılmazlar, gözümde ipeksi bir dikiş var.
(Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
– (Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
I’m hurting and I lost my heart in the sky
– Canım yanıyor ve kalbimi gökyüzünde kaybettim.
(Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)
– (Ah, na-na, na-na, ah, na-na, na-na)

On, and on, and on (And on)
– Açık, açık ve açık (Ve açık)
Keep fighting, Armageddon
– Savaşmaya devam et, Mahşer Günü
Now things are getting rough
– Artık bazı şeyler zor alıyorsanız
I never thought you’d be a lesson (Go)
– Ders olacağını hiç düşünmemiştim (Git)
Go, you go, you go (Go)
– Git git (Go)git
How come I never see ya? (See ya)
– Nasıl oldu da seni hiç görmedim? (Görüşürüz)
I’m really getting close to giving up
– Gerçekten vazgeçmeye yaklaşıyorum.
I hate the feeling
– Bu histen nefret ediyorum