Kategoriler
Şarkı Sözleri Çevirileri T

Tyler, The Creator – WUSYANAME İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

In California, you spend most of your life in cars
– Kaliforniya’da, hayatının çoğunu arabalarda geçiriyorsun.
(What’s your name? What’s your name? What’s your name, girl?)
– Adınız (ne? Adın ne? Adın ne kızım?)
Movin’, travelin’, searching for somewhere to land
– Taşınmak, seyahat etmek, inecek bir yer aramak
(What’s your name? What’s your name? What’s your name, girl?)
– Adınız (ne? Adın ne? Adın ne kızım?)
I, I don’t mind tip-toeing across the globe for thrills
– Ben, heyecan için dünyanın dört bir yanından bahşiş vermeyi umursamıyorum
(What’s your name? What’s your name? What’s your name, girl?)
– Adınız (ne? Adın ne? Adın ne kızım?)
And flyin’ to Vienna to see a show at the Kunst Museum
– Ve Kunst Müzesi’nde bir gösteri görmek için Viyana’ya uçmak
(What’s your name? What’s your name? What’s your name?)
– Adınız (ne? Adın ne? Adın ne?)
Or, Or headin’ south to race dolphins on jetskis
– Ya da jetskis’te yunuslarla yarışmak için güneye gidiyor
But this time I ended up in ****
– Ama bu sefer ben sona erdi ****
(What’s your name? What’s your name? What’s your name?)
– Adınız (ne? Adın ne? Adın ne?)
Lookin’ for this brioche my boy told me about
– Oğlumun bana anlattığı böreği arıyorum.
(What’s your name? What’s your name? What’s your name? Your name)
– Adınız (ne? Adın ne? Adın ne? Adınız)
That’s when I met “She”
– İşte o zaman tanıştım ” o”

Something real
– Gerçek bir şey
Yeah
– Evet
Baby
– Bebek
Hold on now, we don’t do that back
– Bekle, bunu geri yapmayacağız.
Haha, my pick up line and shit
– Haha, benim pick up hattı ve bok
Yeah, yeah, yeah, yeah, yeah
– Evet, Evet, Evet, Evet, Evet
I got your bitch movin’
– Orospunu hareket ettiriyorum.
Call me when you get lost
– Kaybolduğunda beni ara.

Aw, you look malnourished (Malnourished)
– Aw, yetersiz beslenmiş görünüyorsun (yetersiz beslenmiş)
Let’s get some bread, fry the egg yolk and drown it in syrup (Drown it in syrup)
– Biraz ekmek alalım, yumurta sarısını kızartın ve şurupta boğun (Şurupta Boğun)
You pick a spot, I pick a tail number and we can be tourists (Oh yeah)
– Sen bir yer seç, ben bir kuyruk numarası seçiyorum ve turist olabiliriz (Oh evet)
Let’s go to Cannes and watch a couple indie movies that you never heard of (Baby)
– Cannes’a gidelim ve hiç duymadığınız birkaç indie filmi izleyelim (bebeğim)
Listen to bands, groove and we dance
– Grupları dinle, oluk ve dans ediyoruz
Disco in France, smell some perfume, head in the wind (Head in the wind)
– Fransa’da Disko, biraz parfüm kokusu, rüzgarda kafa (rüzgarda kafa)
We can switch off
– Kapatabilir miyiz
I can show you how you can really exfoliate skin
– Size cildi gerçekten nasıl pul pul dökebileceğinizi gösterebilirim
If you got a man, you should cut him off
– Eğer bir erkeğin varsa, onu kesmelisin
Get your passport ’cause we runnin’ off (Run off)
– Pasaportunu al çünkü kaçıyoruz (Kaçıyoruz)
We can sit and talk
– Oturup konuşabiliriz
You can tell me everything that’s on your chest, baby, get it off
– Göğsündeki her şeyi anlatabilirsin bebeğim, çıkar şunu.
You are my type, you a bright light
– Sen benim tipimsin, sen parlak bir ışıksın
I’m like a moth, this is not a game (This is not a game)
– Ben bir güve gibiyim, bu bir oyun değil (bu bir oyun değil)
But before we start (Before I say)
– Ama başlamadan önce (söylemeden önce)

What’s your name, girlfriend, what’s your name? (Check it out)
– Adın ne, kız arkadaşım, adın ne? (Check it out)
(Oh, what’s your name?)
– (Oh, adın ne?)
What’s your name, girlfriend, what’s your name? (Tell me)
– Adın ne, kız arkadaşım, adın ne? (Söyle bana)
What’s your name, girlfriend, what’s your name? (Check it out)
– Adın ne, kız arkadaşım, adın ne? (Check it out)
(Oh, what’s your name?)
– (Oh, adın ne?)
What’s your name, girlfriend, what’s your name? (Oh, girl)
– Adın ne, kız arkadaşım, adın ne? (Oh, kız)
Yeah
– Evet