Kategoriler
A Şarkı Sözleri Çevirileri

Avril Lavigne – Bite Me İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Hey you, you should’ve known better, better to fuck with someone like me
– Hey sen, benim gibi biriyle yatmayı daha iyi bilmeliydin.
Hey you, forever and ever you’re gonna wish I was your wifey
– Hey sen, sonsuza dek karın olmamı dileyeceksin.

Don’t act so innocent, this was no accident
– Bu kadar masum davranma, bu bir kaza değildi.
You planned this in the end and now it’s over
– Bunu sonunda planladın ve şimdi bitti.
Say what you wanna say, you lied and I got played
– Ne söylemek istiyorsan söyle, yalan söyledin ve oyuna getirildim.
You threw it all away and now it’s over
– Hepsini çöpe attın ve artık bitti.

Just face it, we didn’t make it
– Sadece yüz, ama biz yapmadık bunu
You bit off more than you can chew, can you taste it?
– Çiğneyebileceğinden fazlasını ısırdın, tadına bakabilir misin?

Hey you, you should’ve known better, better to fuck with someone like me
– Hey sen, benim gibi biriyle yatmayı daha iyi bilmeliydin.
Hey you, forever and ever you’re gonna wish I was your wifey
– Hey sen, sonsuza dek karın olmamı dileyeceksin.
Should’ve held on, should’ve treated me right
– Dayanmalıydın, bana doğru davranmalıydın.
I gave you one chance, you don’t get it twice
– Sana bir şans verdim, iki kere alamazsın.
Hey you, and we’ll be together never, so baby, you can bite me
– Hey sen ve biz asla birlikte olmayacağız bebeğim, beni ısırabilirsin.

Don’t hold your breath
– Nefesini tutma
‘Cause you’re still chokin’ on your words
– Çünkü hala sözlerinde boğuluyorsun.
Those things you said, might be the last ones that I heard
– Söylediğin şeyler, belki de son duyduğum şeylerdir.
So come pick up your clothes from the front yard
– O yüzden gelin ön bahçeden kıyafetlerinizi alın.
Sprinklers on, burn the rest in the backyard
– Fıskiyeler açık, gerisini arka bahçede yak
Should’ve had the guts just to say, “Goodbye”
– Sadece “Hoşçakal” demeye cesaret etmeliydim.
Now you’re going to have regrets for the rest of your life
– Şimdi hayatının geri kalanında pişman olacaksın.

Just face it, we didn’t make it
– Sadece yüz, ama biz yapmadık bunu
You bit off more than you can chew, can you taste it?
– Çiğneyebileceğinden fazlasını ısırdın, tadına bakabilir misin?

Hey you, you should’ve known better, better to fuck with someone like me
– Hey sen, benim gibi biriyle yatmayı daha iyi bilmeliydin.
Hey you, forever and ever you’re gonna wish I was your wifey
– Hey sen, sonsuza dek karın olmamı dileyeceksin.
Should’ve held on, should’ve treated me right
– Dayanmalıydın, bana doğru davranmalıydın.
I gave you one chance, you don’t get it twice
– Sana bir şans verdim, iki kere alamazsın.
Hey you, and we’ll be together never, so baby, you can bite me
– Hey sen ve biz asla birlikte olmayacağız bebeğim, beni ısırabilirsin.

I bet you taste me on the tip of your tongue
– Bahse girerim dilinin ucuyla beni tadıyorsundur.
Tip of your tongue, tip of your tongue
– Dilinizin ucu, dilinizin ucu
I fell fast when I know I should’ve run
– Kaçmam gerektiğini bildiğimde hızlı düştüm.
Know I should’ve run, know I should’ve run
– Çalıştırmak gibi oldum, koşmak gibi oldum
I bet you taste me on the tip of your tongue
– Bahse girerim dilinin ucuyla beni tadıyorsundur.
Tip of your tongue, tip of your tongue
– Dilinizin ucu, dilinizin ucu
I fell fast when I know I should’ve run
– Kaçmam gerektiğini bildiğimde hızlı düştüm.
Know I should’ve run, know I should’ve run
– Çalıştırmak gibi oldum, koşmak gibi oldum

Hey you, you should’ve known better, better to fuck with someone like me (Like me)
– Hey sen, benim gibi biriyle sevişmenin daha iyi olduğunu bilmeliydin (Benim gibi)
Hey you, forever and ever you’re gonna wish I was your wifey (Your wifey, yeah, yeah, yeah)
– Hey sen, sonsuza dek ve sonsuza dek senin karın olmamı dileyeceksin (Karın, evet, evet, evet)
Should’ve held on, should’ve treated me right (Yeah, yeah, yeah)
– Tutmalıydın, bana doğru davranmalıydın (Evet, evet, evet)
I gave you one chance, you don’t get it twice
– Sana bir şans verdim, iki kere alamazsın.
Hey you, and we’ll be together never, so baby, you can bite me
– Hey sen ve biz asla birlikte olmayacağız bebeğim, beni ısırabilirsin.