Kategoriler
E Şarkı Sözleri Çevirileri

Earl Sweatshirt – Titanic İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Give it to you straight, no frills
– Doğru söyle, fırfırlar yok
What I think might pay the bills
– Faturaları ödeyebileceğini düşündüğüm şey
Spit on the cam like Makaveli (Fuck y’all)
– Camın üzerine Makaveli gibi tükürün.
Came home in the 2011
– 2011 Yılında eve geldi
Pasadena, John calling me Relly
– Pasadena, John bana Relly diyor.
Ain’t know where none of this shit was headed (I ain’t even know)
– Bunların hiçbirinin nereye gittiğini bilmiyorum (bilmiyorum bile)
In a LAC, Nak gon’ protect me
– Göz açıp kapayıncaya kadar, Nak beni koruyacak.
Bro just crashed, fucked up his Dodge
– Kardeşim kaza yaptı, Kaçışını mahvetti.
Now he shopping for another HEMI (Escape from Rock, I wrecked the wheel)
– Şimdi başka bir HEMİ için alışveriş yapıyor (Kayadan Kaçış, tekerleği mahvettim)
Did the dash, got outta dodge
– Çizgi mi, outta dodge var
Crashed out grandmama car
– Büyükannemin arabasını çarptım.
They got tipped off by a civilian (Yes sir)
– Bir sivil tarafından ihbar edildiler (Evet efendim)
Yes sir, think I already feel it
– Evet efendim, sanırım zaten hissediyorum.
Sweatshirt, ’cause you know how revenge is best served
– Sweatshirt, çünkü intikamın en iyi nasıl sunulduğunu biliyorsun.
Cold dish (Pressure cookin’ roast)
– Soğuk yemek (Düdüklü tencerede kızartma)
No assist, I’m out here on a mission
– Yardım yok, bir görev için buradayım.
Triple doublin’ off of the strips
– Şeritlerden üçlü çiftleşme
Get ghost like I need a killer
– Bir katile ihtiyacım varmış gibi hayalet ol
Get ghost like a apparition
– Hayalet gibi hayalet ol
Home town hold me down like a rock
– Memleket beni bir kaya gibi tutuyor
So you know how I gotta skip it (Skip, skip it)
– Yani nasıl atlamam gerektiğini biliyorsun (Atla, atla)
So you know just how we living
– Sadece yaşamak için ne düşünüyoruz biliyor musun
Took it slow, saw what it could give me
– Yavaş aldı, buna ne beni gördü
Hit the road, go a mile a minute
– Yola çık, dakikada bir mil git
Mask on like a supervillain
– Bir süpervizör gibi maske tak
Daniel, who you in the den with? Lion
– Daniel, sığınakta kiminle birliktesin? Aslan
Wasn’t lying when I told
– Söylediğimde yalan söylemiyordum.
Dawg’s on the floor now ’cause I skinned ’em
– Dostum şimdi yerde çünkü derilerini yüzdüm.
On the 10, east homebound
– Üzerinde 10, doğu homebound
I just broke down with the chemist (Yeah)
– Az önce kimyagerden ayrıldım (Evet)
Midtown, niggas pimpin’ (You know how we get it)
– Midtown, zenciler pimpin ‘ (Bunu nasıl elde ettiğimizi biliyorsun)
Iceberg, MAC kinda slim
– Buzdağı, MAC biraz ince
What they couldn’t see sink the ships
– Göremedikleri şey gemileri batırmak
Capsize mean you’s a flip (We know you)
– Alabora, senin bir flip olduğun anlamına gelir (Seni tanıyoruz).
Send a postcard from the depth
– Derinlikten bir kartpostal gönder
Bleed the vein ’til nothing left
– Hiçbir şey kalmayana kadar damarını kanat.
You look drained, you should get some rest (Yeah, go get some rest)
– Yorgun görünüyorsun, biraz dinlenmelisin (Evet, git biraz dinlen)
You look drained, you should get some rest
– Yorgun görünüyorsun, biraz dinlenmelisin.