(Damn, Mikey)– (Lanet Olsun, Mikey) I heard he been dissin’ on the squad, we left his man sleep– Takımdan ayrıldığını duydum, adamını uyutmadık.Duckin’ silver bracelets, be precautious when the feds sweep– Lanet Gümüş bilezikler, federaller süpürürken dikkatli olunI want that brand new Bentley with the red seats– Kırmızı koltuklu yeni Bentley’i istiyorum.My pops was there […]
Kategori: P
Polo, Polo– Polo, PoloPolo G– Polo G(CashMoneyAP)– (CashMoneyAP)Hmm– Hmm Bad lil’ thing from New York, her heart is too soft– New York’tan kötü lil’ şey, kalbi çok yumuşakShe feel all alone, but I’ve been there before– O yapayalnız hissediyorum, ama daha önce orada oldumShe just like it when you say less and do more– Daha […]
Feel buried alive– Diri diri gömülü hissediyorumThis city is uptight– Bu şehir çok gergin.Suffocated and lonely in the crowd– Kalabalığın içinde boğulmuş ve yalnızI’m surrounded by– Etrafımı çevreleyenAll the screens of their life– Hayatlarının tüm ekranlarıScreaming in to space to drown them out– Onları boğmak için uzaya çığlık atıyor I felt down, so low– Aşağı […]
I like this right here, makes me feel free– İşte tam burayı seviyorum, beni özgür hissettiriyorIt’s got that, uhhh, you know, that!– O var burada, anlarsın ya, oBom, ba-dum bum, ba-da-da-da-da (Mr)– (Bay)Bom, ba-dum bum, ba-da-da-da-da (World!)– (Dünya)Bom, ba-dum bum, ba-da-da-da-da (Wide!)– (Çapında)(Let’s escape!)– (Hadi kaçalım)I’m free to do what I want and have a […]
Tonight we are victorious– Bu gece galip geliyoruzChampagne pouring over us– Şampanya üzerimize dökülüyorAll my friends, we’re glorious– Bütün arkadaşlarım, biz şanlıyızTonight we are victorious– Bu gece galip geliyoruz Oh-oh-oh-oh– Oh-oh-oh-ohVictorious– MuzafferOh-oh-oh-oh– Oh-oh-oh-oh Double bubble disco queen headed to the guillotine– Çift balonlu disko kraliçesi giyotine yöneldiSkin as cool as Steve McQueen, let me be […]
Freezin’, rests his head on a pillow made of concrete, again– Donarak başını yeniden betondan yapılmış yastıklara dayıyorOh, Feelin’ maybe he’ll see a little better, set a days, ooh yeah– Belirlenmiş günlerde beklide daha iyi olacağını hissediyorOh, hand out, faces that he sees time again ain’t that familiar, oh yeah– Dağıt, yeniden gördüğü suratlar tanıdık […]
Autumn leaves under frozen souls,– Donmuş ruhların altında sonbahar yapraklarıHungry hands turning soft and old,– Aç eller yumuşak ve yaşlı dönüyor,My hero crying as we stood out there in the cold,– Kahramanım biz orada soğukta dururken ağlıyor,Like these autumn leaves I don’t have nothing to hold.– Bu sonbahar yaprakları gibi tutacak hiçbir şeyim yok. Handsome […]
Echoes– YankılarOverhead the albatross– Albatrosun tepesindeHangs motionless upon the air– Havada hareketsiz asılıAnd deep beneath the rolling waves– Ve yuvarlanan dalgaların derinliklerindeIn labyrinths of coral caves– Mercan mağaralarının labirentlerindeThe echo of a distant time– Uzak bir zamanın yankısıComes willowing across the sand– Kumların üzerinde açılırAnd everything is green and submarine– Ve her şey yeşil ve […]
Eclipse– Tutulma All that you touch– Tüm dokundukların And all that you see– Tüm gördüklerin All that you taste– Tüm tattıkların All you feel– Tüm duydukların And all that you love– Ve tüm sevdiklerin And all that you hate– Tüm tiksindiklerin All you distrust– Tüm inançsızlığın All you save– Tüm kurtarıcılığın And all that you […]
Oohh– OohhAahh– AahhOohh– OohhAahh– AahhAre we all we are– Biz bu muyuz?Are we all we are– Biz bu muyuz?Cut to now, holy wow– Şu ana dönelim, vay canına beWhen did everything become such a hell of a mess– Ne zaman herşey böyle lanet olası bir keşmeşeke döndü?Maybe now, maybe now, can somebody come and take […]
We’ve tried so hard to understand, but we can’t.– Anlamak için çok çabaladık, ama anlayamadık.We held the world out in our hands and you ran away.– Dünyayı elimizin tersiyle ittik ve sen kaçtın. It takes some time to let you go and it shows.– Seni göndermek biraz zaman alır ve öyle görünüyor.Cause all we know […]
One went out at a bus stop in Edinburgh– Biri Edinburgh’ta bir otobüs durağına çıktıOne went out in an english park– Biri bir İngiliz parkına çıktıOne went out in a nightclub when I was fifteen– Biri bir gece kulübüne çıktı ben on beş yaşındaykenLittle lights in my heart– Kalbimdeki küçük ışıklar One went out when […]