Kategoriler
Şarkı Sözleri Çevirileri T

Tyler, The Creator – EARFQUAKE İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

For real, for real this time
– Gerçek için, gerçek için bu sefer
For real, for real, for real this time
– Gerçek, gerçek, gerçek bu sefer
Bitch, I cannot fall short
– Kaltak, kısa düşemem
For real, for real, for real this time (Uh, yeah)
– Gerçek, gerçek, gerçek bu sefer (Uh, Evet)
For real, for real, for real this time
– Gerçek, gerçek, gerçek bu sefer

‘Cause you make my earth quake
– Çünkü sen benim dünya depremimi yapıyorsun
Oh, you make my earth quake
– Oh, sen benim dünya depremi yapmak
Riding around, your love be shakin’ me up
– Etrafında sürme, aşkın beni sallıyor
And it’s making my heart break
– Ve bu kalbimi kırıyor
‘Cause you make my earth quake
– Çünkü sen benim dünya depremimi yapıyorsun
Oh, you make my earth quake (Earthquake, ooh)
– Oh, benim dünya deprem yapmak (deprem, ooh)
Riding around, your love be shakin’ me up
– Etrafında sürme, aşkın beni sallıyor
And it’s making my heart break
– Ve bu kalbimi kırıyor

Don’t leave, it’s my fault
– Gitme, bu benim hatam.
Don’t leave, it’s my fault
– Gitme, bu benim hatam.
Don’t leave, it’s my fault (Girl)
– Gitme, bu benim hatam (kız)
‘Cause when it all comes crashing down I’ll need you
– Çünkü her şey çöktüğünde sana ihtiyacım olacak.

‘Cause you make my earth quake
– Çünkü sen benim dünya depremimi yapıyorsun
Oh, you make my earth quake
– Oh, sen benim dünya depremi yapmak
Riding around, you’re telling me something is bad
– Etrafta dolaşmak, bana kötü bir şey olduğunu söylüyorsun
And it’s making my heart break
– Ve bu kalbimi kırıyor
‘Cause you make my earth quake, oh, you make my earth quake
– Çünkü sen benim dünya depremimi yapıyorsun, oh, sen benim dünya depremimi yapıyorsun
(Earth quake, yeah)
– (Dünya depremi, Evet)
Riding around, your love be shakin’ me up
– Etrafında sürme, aşkın beni sallıyor
And it’s making my heart break (You already know)
– Ve kalbimi kırıyor (zaten biliyorsun)

We ain’t gotta ball, D. Rose, huh
– Top oynamak zorunda değiliz, D. Rose, ha
I don’t give a fuck ’bout none’, huh
– Niye dersin yok, değil mi vermiyorum
Breathin’ like fuck my lungs, huh
– Ciğerlerimi sikmek gibi nefes alıyorum, ha
Just might call my lawyer, huh
– Avukatımı arayabilirsin, ha
Plug gon’ set me up, huh (Yeah)
– Tak bana tuzak kurdu, ha (Evet)
Bih’, don’t set me up (Okay)
– BH’, bana tuzak kurma (Tamam)
I’m with Tyler, yuh (Slime)
– Tyler ile birlikteyim, yuh (balçık)
He ride like the car, huh
– Araba gibi sürüyor, ha
And she wicked, huh, yuh
– Ve o kötü, ha, yuh
Like Woah Vicky, huh, yeah (Like Woah Vicky)
– Woah Vicky gibi, ha, Evet (Woah Vicky gibi)
Oh, my God, hold up, um
– Aman Tanrım, bekle, um
These diamonds not Tiffany, huh, yeah (Woah, woah)
– Bu elmaslar Tiffany değil, ha, Evet (Woah, woah)
So in love (I been so in love)
– Çok aşıktım (çok aşıktım)
So in love (I been so in love)
– Çok aşıktım (çok aşıktım)

Don’t leave, it’s my fault (Fault)
– Gitme, bu benim hatam (hata)
Don’t leave, it’s my fault
– Gitme, bu benim hatam.
Don’t leave, it’s my fault (Igor, ayy)
– Gitme, bu benim hatam (Igor, ayy)
‘Cause when it all comes crashing down I’ll need you (Ayy, ayy)
– Çünkü her şey çöktüğünde sana ihtiyacım olacak (Ayy, ayy)

‘Cause you make my earth quake
– Çünkü sen benim dünya depremimi yapıyorsun
I don’t want no confrontation, no
– Yüzleşme istemiyorum, hayır
And you don’t want my conversation (I don’t want no conversation)
– Ve sen benim konuşmamı istemiyorsun (konuşma istemiyorum)
I just need some confirmation on how you feel, for real (For real)
– Sadece nasıl hissettiğinize dair bazı onaylara ihtiyacım var, Gerçek için (gerçek için)
You don’t want no complication, no
– Herhangi bir komplikasyon istemiyorsun, hayır
I don’t want no side information (I don’t want no side information)
– Hiçbir yan bilgi istemiyorum (hiçbir yan bilgi istemiyorum)
I just need to know what’s happening
– Sadece neler olduğunu bilmek istiyorum.
‘Cause I’m for real (For real)
– Çünkü ben gerçeğim (gerçek)

I said don’t leave, it’s my fault (One)
– Gitme dedim, bu benim hatam (bir)
I said don’t leave, it’s my fault (Two, two)
– Gitme dedim, bu benim hatam (iki, iki)
Don’t leave, it’s, it’s my fault, girl (Three, three, three)
– Gitme, bu benim hatam, kızım (üç, üç, üç)
Don’t, do-do-do-do-do, I’ll need—
– Yapma, yap-yap-yap-yap, ihtiyacım olacak—