Kategoriler
D Şarkı Sözleri Çevirileri

Dance Gavin Dance – Pop Off! İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

Ball cupping, make you stare
– Top çukurluğu, bakmanı sağla
Of course, all this shit isn’t fair (I don’t care)
– Tabii ki, tüm bunlar adil değil (umrumda değil)
I’m cummin’ everywhere
– Her yerde kimyon değilim’
Of course, all this shit isn’t fair (I don’t care)
– Tabii ki, tüm bunlar adil değil (umrumda değil)

Pop off, I took the top off
– Patla, üstünü çıkardım.
You took the vintage authentic and made it knock off
– Vintage orijinali aldın ve nakavt ettin.
Then you add it to your recipe
– Sonra tarifinize eklersiniz
It’s not H-E-L-P-I-N-G S-H-I-T
– Bu H-E-L-P-I-N-G S-H-I-T değil.

You want my time off, you want it all though
– Boş zamanımı istiyorsun, hepsini istiyorsun.
You got your claws out in cherry red tone
– Kiraz kırmızısı tonunda pençelerini çıkarmışsın.
Perfectly shaded to get me persuaded to your demands
– Beni isteklerine ikna etmek için mükemmel gölgeli
(Oh-oh-oh-oh-oh)
– (Oh-oh-oh-oh-oh)
You got me wound up, don’t want to come down
– Beni yaraladın, aşağı inmek istemiyorum.
Can feel the tension, a ticking time bomb
– Gerginliği hissedebiliyor, saatli bir bomba
Minutes to seconds until all the lessons
– Tüm derslere kadar birkaç dakikadan saniyeye kadar
I’ve learned become ravaged and spent
– Perişan olmayı ve harcanmayı öğrendim.

You’re all that I want
– İstediğim tek şey sensin
You’re not what I need but I have to succumb
– İhtiyacım olan sen değilsin ama yenilmem gerek.
You’re all that I want, oh-oh
– Tek istediğim sensin, oh-oh
But I know that this all ends in bad blood
– Bu husumet biter ama biliyorum ki

You think you’re superior
– Kendini üstün sanıyorsun.
Everyone’s a threat there’s bad blood
– Herkes bir tehdit kötü kan var
Always bad blood, yeah
– Her zaman kötü kan, evet
You’re territorial
– Bölgeselsin.
Everywhere you go there’s bad blood
– Gittiğin her yerde kötü kan var.
Always bad blood, yeah
– Her zaman kötü kan, evet

Pop off, I took the top off
– Patla, üstünü çıkardım.
You took the vintage authentic and made it knock off
– Vintage orijinali aldın ve nakavt ettin.
Then you add it to your recipe
– Sonra tarifinize eklersiniz
It’s not H-E-L-P-I-N-G S-H-I-T
– Bu H-E-L-P-I-N-G S-H-I-T değil.

Gave you my passion, you took it all though
– Sen benim tutkum verdi, ama çok zaman aldı
Elegant fangs out covered in crimson
– Zarif dişleri kıpkırmızı kaplı
Always delighted when I’m drowning in helpless obsession
– Çaresiz bir saplantıda boğulduğumda hep sevinirim.
(Oh-oh-oh-oh-oh)
– (Oh-oh-oh-oh-oh)
You got me bound up, ignoring phone calls
– Telefon görüşmelerine aldırmadan beni bağladın.
Dissolving friendships for your affection
– Sevginiz için dostlukları eritmek
Dwindle my reach until you’re what I need
– İhtiyacım olana kadar erişimimi azalt.
To relieve me of all of my dreams
– Beni tüm hayallerimden kurtarmak için

You think you’re superior
– Kendini üstün sanıyorsun.
Everyone’s a threat there’s bad blood
– Herkes bir tehdit kötü kan var
Always bad blood, yeah
– Her zaman kötü kan, evet
You’re territorial
– Bölgeselsin.
Everywhere you go there’s bad blood
– Gittiğin her yerde kötü kan var.
Always bad blood, yeah
– Her zaman kötü kan, evet

I think you need a friend
– Bence bir arkadaşa ihtiyacın var.
I think you need a—
– Bence bir şeye ihtiyacın var.—
Give a pet a home
– Bir evcil hayvana bir ev ver
They won’t leave you, no
– Seni bırakmayacaklar, hayır
Pull lever
– Çekme kolu
You can never find a better bro
– Daha iyi bir kardeş bulamazsın.
Give a pet a home
– Bir evcil hayvana bir ev ver
They won’t leave you, no
– Seni bırakmayacaklar, hayır

You’re all that I want
– İstediğim tek şey sensin
You’re not what I need but I have to succumb
– İhtiyacım olan sen değilsin ama yenilmem gerek.
You’re all that I want
– İstediğim tek şey sensin
But this all ends in bad
– Ama her şey kötü bitiyor.
All ends in bad blood
– Her şey kötü kanla bitiyor

Dog digging in the plants
– Köpek bitkileri kazıyor
These relationships
– Bu ilişkiler
They just can’t understand
– Sadece anlayamıyorlar.
Ask what do they do
– Ne yaptıklarını sor
What they do for you
– Senin için ne yapıyorlar
That’s my best fuckin’ friend
– O benim en iyi dostum