Kategoriler
B Şarkı Sözleri Çevirileri

Britney Spears – Make Me Şarkı Sözleri ve Türkçe Anlamları

Friday, I’m dreaming a mile a minute ’bout somebody
– Cuma, birisi hakkında hızla hayal kuruyorum
(This feeling, I wanna go with it, cause there’s no way)
– (Bu his, onunla gitmek istiyorum, çünkü başka yol yok)
We’re hiding away from this tonight, oh, this tonight
– Bu gece bundan saklanacağız, oh, bu gece
Can tell you want me…
– Beni istediğini söyleyebilir misin?
By the way I see you starin’ ‘cross the room, babe
– Bu arada odanın karşısına gözlerini diktiğini görüyorum, bebeğim
No shame in the game
– Oyunda utanma yok
Just cut the shit, be honest…
– Sadece yalan söylemeyi kes, dürüst ol
Yeah, you know what you gotta do tonight, do tonight!
– Evet, bu gece ne yapacağını biliyorsun, bu gece

I just want you to make me move
– Sadece beni harekete geçirmeni istiyorum
Like it ain’t a choice for you, like you got a job to do
– Sanki senin için bir seçim gibi değil de, sanki yapman gereken bir iş gibi
Just want you to raise my roof
– Sadece çatımı yükseltmeni istiyorum
Something sensational (oh yeah!)
– Heyecan verici şeyler (oh evet)

And make me oooh, oooh, oooh, oooh…
– Ve beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun
And make me oooh, oooh, oooh, oooh…
– Ve beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun

No rules
– Kural yok
From the bar to the car, let’s take it back to my room
– Bardan arabaya, hadi benim odama dönelim
Igniting the heat of the moment; let the sparks fuse
– Anın heyecanını ateşle, kıvılcımların ateşlenmesine izin ver
Blowing up to the ceiling, we’re burning bright
– Tavana patla, parlak olarak yanıyoruz
When we cross the line
– Çizgiyi geçtiğimiz zaman

Cause you’re the flame I can’t do without
– Çünkü sen alevsin, sensiz yapamam
The fire comes in the sapphire sun
– Ateş safir güneşte geliyor
There’s no way I’m gonna be fighting this tonight, this tonight
– Başka yolu yok, bu gece savaşacağım, bu gece

I just want you to make me move
– Sadece beni harekete geçirmeni istiyorum
Like it ain’t a choice for you, like you got a job to do
– Sanki senin için bir seçim gibi değil de, sanki yapman gereken bir iş gibi
Just want you to raise my roof
– Sadece çatımı yükseltmeni istiyorum
Something sensational (oh yeah!)
– Heyecan verici şeyler (oh evet)
And make me oooh, oooh, oooh, oooh…
– Ve beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun
And make me oooh, oooh, oooh, oooh…
– Ve beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun

Baby, cause you’re the spark that won’t go out
– Bebeğim, çünkü gitmeyecek olan kıvılcımsın
My heart’s on fire when you’re around
– Sen etraftayken kalbim alev alev yanıyor
Make me oooh, oooh, oooh, oooh
– Beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun
(Yeah, Eazy)
– (Evet, Eazy)

I don’t care if it’s a random person or the biggest star
– Bu sıradan birisi mi yoksa en büyük starlardan birisi mi umurumda değil
Out in Vegas or little bars
– Vegas’tan çıkmış veya küçük barlardan
Really not a difference if it’s near or far
– Yakın veya uzak olması bir fark değil
Listen, here we are; need you
– Dinle, işte buradayız, sana ihtiyacım var
I’ve always wondered what was off limits
– Her zaman yasak bölgenin ne olduğunu merak etmişimdir
Staring at you til I’m caught in this
– Yakalanana kadar sana bakıyorum
Back and forth like this was all tennis
– İleri ve geri, sanki bu tenismiş gibi
I’m all jealous, you came with someone
– Kıskancım, birisiyle geldin
But we could tell that there’s changes coming
– Ama değişimlerin geleceği söyleyebiliriz
See I could tell that you’re a dangerous woman
– Anlıyorum, senin tehlikeli bir kadın olduğunu söyleyebilirim
That means you’re speaking my language, come on
– Bu demek oluyor ki benim dilimi konuşuyorsun, hadi
Now follow me, let’s go
– Şimdi beni takip et, gidelim
Like Penelope in “Blow”
– “Blow”daki Penelope gibi
Well worth the stealing you, it’s a felony, yeah I know
– Seni çalmama değdi, bu bir suç, evet, biliyorum
That’s why they keep on telling me to let go, yeah
– Bu yüzden bana devamlı bırakmamı söylüyorlar, evet

But I need you and I can take you
– Ama sana ihtiyacım var ve seni alabilirim
All the way and I’m able
– Her yoldan ve verebilirim
To give you something sensational, so let’s go, yeah
– Sana heyecan verici şeyler verebilirim, o yüzden hadi, evet
Said I need you and I can take you
– Sana ihtiyacım olduğunu ve seni alabileceğimi söyledim
All the way and I’m able
– Her yoldan ve yapabilirim
So follow me and I can make you
– Bu yüzden beni takip et ve ben seni yapabilirim

And make me oooh (move), oooh, oooh (yeah), oooh
– Ve beni oooh (hareket et), oooh, oooh (evet), oooh yapıyorsun
And make me oooh, oooh, oooh, oooh
– Ve beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun

Baby, cause you’re the spark that won’t go out
– Bebeğim, çünkü gitmeyecek olan kıvılcımsın
My heart’s on fire when you’re around
– Sen etraftayken kalbim alev alev yanıyor
Make me oooh, oooh, oooh, oooh
– Beni oooh, oooh, oooh, oooh yapıyorsun
(Yeah, you make me oooh…)
– (Evet, beni oooh yapıyorsun)