Kategoriler
Ç Şarkı Sözleri Çevirileri

Charlie Puth – Smells Like Me İngilizce Şarkı Sözleri ve Türkçe Çevirisi

(One, two, three, four)
– (Bir, iki, üç, dört)

Lonely when you’re in his arms
– Onun kollarındayken yalnızsın.
Yeah, you know I prayed for that, prayed for that, yeah
– Evet, bunun için dua ettiğimi biliyorsun, bunun için dua ettim, evet
Your laundry dipped in my cologne
– Çamaşırların kolonyama battı.
‘Cause you know it takes you back, takes you back
– Çünkü biliyorsun seni geri götürüyor, geri götürüyor

Tell me, do you ever miss me when I’m gone? (Gone)
– Söylesene, ben yokken beni hiç özledin mi? (Gitmiş)
Wonderin’ what body I’ll be on (On)
– Hangi bedende olacağımı merak ediyorum.
We can reconsider if you want (Want)
– İstersen tekrar düşünebiliriz.
Baby, don’t forget about me ever-er
– Bebeğim, beni asla unutma.

I hope the memory’s killin’ you over there
– Umarım hafıza seni orada öldürüyordur.
Don’t even front, you know that you just can’t compare
– Öne bile çıkma, sadece kıyaslayamayacağını biliyorsun.
What it used to be
– Eskiden olduğu gibi
I hope your jacket smells like me (Stop)
– Umarım ceketin benim gibi kokar (Dur)
My baby (Stop), yeah
– Bebeğim (Dur), evet
And when you touch him, does it really feel the same?
– Ve ona dokunduğunuzda, gerçekten aynı hissediyor musunuz?
Or are you lyin’ there, thinkin’ about the way
– Yoksa orada yalan mı söylüyorsun, yolu mu düşünüyorsun
That it used to be?
– Eskiden öyle miydi?
I hope your jacket smells like me (Stop)
– Umarım ceketin benim gibi kokar (Dur)
My baby (Stop)
– Bebeğim (Dur)

Candles, they’re the same as mine
– Mumlar, benimkiyle aynı.
But it’s not because of me, ’cause of me (Right)
– Ama benim yüzümden değil, benim yüzümden (Doğru)
When will (When will) you quit wastin’ your time?
– Vaktini boşa harcamayı ne zaman bırakacaksın?
Oh, if he knew that you keep little things to remind you
– Oh, sana hatırlatacak küçük şeyler sakladığını bilseydi

Tell me, do you ever miss me when I’m gone? (Gone)
– Söylesene, ben yokken beni hiç özledin mi? (Gitmiş)
Wonderin’ what body I’ll be on (On)
– Hangi bedende olacağımı merak ediyorum.
We can reconsider if you want (Want)
– İstersen tekrar düşünebiliriz.
Baby, don’t forget about me ever-er
– Bebeğim, beni asla unutma.

I hope the memory’s killin’ you over there (Over there)
– Umarım hafıza seni orada öldürüyor (Orada)
Don’t even front, you know that you just can’t compare
– Öne bile çıkma, sadece kıyaslayamayacağını biliyorsun.
What it used to be (Oh)
– Eskiden olduğu gibi (Oh)
I hope your jacket smells like me (Stop)
– Umarım ceketin benim gibi kokar (Dur)
My baby (Stop), yeah
– Bebeğim (Dur), evet
And when you touch him, does it really feel the same? (Feel the same)
– Ve ona dokunduğunuzda, gerçekten aynı hissediyor musunuz? (Aynı hissediyorum)
Or are you lyin’ there, thinkin’ about the way
– Yoksa orada yalan mı söylüyorsun, yolu mu düşünüyorsun
That it used to be? (That it used to be, oh)
– Eskiden öyle miydi? (Eskiden öyleydi, oh)
I hope your jacket smells like me (Stop)
– Umarım ceketin benim gibi kokar (Dur)
My baby (Stop)
– Bebeğim (Dur)

Are you sleepin’ in my T-shirt again?
– Yine tişörtümle mi uyuyorsun?
How’s it feel when you press it, press it
– Bastığın zaman nasıl hissediyorsun, bas
Up against your skin, while you breathe it in
– Nefes alırken cildinize yaslanın.
I know that you remember, ‘member
– Hatırladığını biliyorum, ‘üye

I hope the memory’s killin’ you over there (Over there)
– Umarım hafıza seni orada öldürüyor (Orada)
Don’t even front, you know that you just can’t compare
– Öne bile çıkma, sadece kıyaslayamayacağını biliyorsun.
What it used to be (Yeah)
– Eskiden olduğu gibi (Evet)
I hope your jacket smells (Like) like me (Stop)
– Umarım ceketin benim gibi kokar (Dur)
My baby (Stop), yeah (Baby)
– Bebeğim (Dur), evet (Bebeğim)
And when you touch him, does it really feel the same? (Don’t feel the same)
– Ve ona dokunduğunuzda, gerçekten aynı hissediyor musunuz? (Aynı hissetme)
Or are you lyin’ there, thinkin’ about the way
– Yoksa orada yalan mı söylüyorsun, yolu mu düşünüyorsun
That it used to be? (Oh, yeah)
– Eskiden öyle miydi? (Oh, evet)
I hope your jacket smells like me (Stop)
– Umarım ceketin benim gibi kokar (Dur)
My baby (Stop)
– Bebeğim (Dur)