His laugh you’d die for, his laugh you’d die for– Uğruna öleceğin gülüşü, uğruna öleceğin gülüşüThe kind that colors the sky– Gökyüzünü renklendiren türdenHeart intangible– Maddi olmayan kalpSlips away faster than dandelion fluff in the sunlight– Güneş ışığında karahindiba kabartmasından daha hızlı kayarAnd he’s got swirls of passion in his eyes– Ve gözlerinde tutku kıvrımları […]